Kilis'te gerçekleştirilen arkeolojik kazılarda, zeytin üretiminin tarihinin binlerce yıl öncesine dayandığı ortaya çıkmıştır. Yüksek yağ oranı ve lezzeti ile dikkat çeken Kilis Zeytini, son yıllarda ekonomik değerinin de artmasıyla öne çıkmaktadır.
Kilis’in önemli bir markası haline gelen zeytin ve zeytinyağının tanıtımı amacıyla bir etkinlik düzenlenmiştir. Kilis Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Günü, Oylum Höyük Bazilikası'nda gerçekleştirilmiştir. Bu etkinlikte, arkeolojik kazılarda 4 bin 500 yıllık zeytin çekirdeklerinin bulunduğu höyükte "Zeytin ve Zeytinyağının Tarihsel Yolculuğu ve Kilis'te Gelişimi" ile "Kalite, Verimlilik, Markalaşma ve Pazarlama Perspektifinden Zeytinyağı" başlıkları altında iki panel düzenlenmiştir.
Tanıtım gününde Dr. Ender Saraç, "Zeytin ve Zeytinyağı ile Sağlıklı Yaşam Reçetesi" konulu bir sunum gerçekleştirmiştir. Ayrıca, etkinlikte zeytinyağı tadımı yapılmış ve başarılı zeytinyağı üreticilerine ödülleri takdim edilmiştir. Ödül kazananlar arasında Masmana Zeytinyağları'ndan Ali Hayta, Kilis Organik Zeytinyağı Üreticileri Birliği Başkanı Hüseyin Polat ve Anatolian Gold’dan Mustafa Özenen yer almıştır. Etkinlik, zeytin hasadı ile sona ermiştir.
Etkinlikte konuşan Kilis Valisi Recep Soytürk, Oylum Höyük'te bulunan 4 bin 500 yıllık zeytin çekirdeklerinin Kilis Yağlık Zeytini ile aynı genlerden gelip gelmediğini araştırdıklarını belirtmiştir. Çekirdekler üzerinde yürütülen bilimsel çalışmalar devam etmekte olup, aynı genlerden geldiklerinin ispat edilmesi halinde zeytin ve zeytinyağının daha da öne çıkacağını ifade etmiştir.
İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Burhan Akyılmaz, Kilis’te zeytincilik alanında 12 ayrı projeyi desteklediklerini ve yaklaşık 7 milyon liralık bir yatırım hacmi oluşturduklarını vurgulamıştır. Akyılmaz, destekledikleri projelerle zeytin işleme ve zeytinyağı üretim tesisleri kurduklarını, mevcut tesislerin kapasitesini artırdıklarını ve çiftçilere verimli ve kaliteli üretim konusunda eğitimler verdiklerini aktarmıştır. Ayrıca, Kilis zeytinyağının yurt dışındaki fuarlarda tanıtımını gerçekleştirdiklerini de sözlerine eklemiştir.
Kilis Zeytini’nin Türkiye'de ve uluslararası alanda tanınmaya başladığını belirten Akyılmaz, üreticilerin iç piyasaya verdikleri ürünleri artık ABD, Kanada, Almanya, Katar ve Umman gibi farklı hedef pazarlara ihraç etmeye başladıklarını ifade etmiştir. Bundan sonraki süreçte Kilis zeytinyağının erken hasat ve soğuk sıkım üretimini teşvik edip, bu ürünü ilaç ve sağlık ürünü olarak eczanelerde insanlara şifa veren bir ürün haline getirmek istediklerini belirtmiştir. Ayrıca, asırlık zeytin ağaçlarını tespit edip anıtlar kurulundan tescil ettirip kimliklerini çıkartacaklarını da vurgulamıştır. Bu sayede, ziyaretçilerin bu tarihi ağaçları ziyaret etmesinin önünü açmış olacaklarını ifade etmiştir. Yapılan tanıtım etkinliği ile Kilis’in zeytinyağı pazarında yeni bir kulvar açmayı ve zeytinin anavatanı olma avantajını kullanarak polifenolü yüksek, sağlık bileşeni zengin natürel sızma zeytinyağı üretimini artırarak marka değerini yükseltmeyi hedeflediklerini belirtmiştir.
Kilis 7 Aralık Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Nazım Şekeroğlu, Kilis Zeytini'nin sulama ve gübreleme istemediğini, geleneksel kök yumru yöntemi ile 14 metre aralıklarla dikildiğini ifade etmiştir. Şekeroğlu, bu zeytinin en önemli özelliğinin yağı olduğunu ve iki yılda bir meyve vermesine rağmen yüzde 40-45 yağ oranına sahip olduğunu belirtmiştir.
Kilis Yağlık Zeytini'nin ilaç sanayisinden kozmetiğe kadar birçok alanda kullanıldığını belirten Prof. Dr. Şekeroğlu, ürünün yoğun aroması ile baharatlı tat ve kokusunun, erken hasat edildiğinde ve soğuk sıkım yöntemi uygulandığında farklı bir lezzete ulaştığını ifade etmiştir.
Etkinliğe ev sahipliği yapan Oylum Höyük'teki arkeolojik kazıları yöneten Kazı Başkanı Prof. Dr. Atilla Engin, höyüğün 9 bin yıllık bir yerleşim yeri olduğunu belirterek, buranın Tunç Çağı'nda Nuhaşşe isimli şehir krallığının başkenti olduğunu ifade etmiştir. Engin, yaptıkları kazılarda 4 bin 500 yıl önce karbonlaşmış zeytin çekirdeklerinin yoğunluğunun dikkatlerini çektiğini ve zeytinyağı saklamak için kullanılan kapların da ortaya çıktığını belirtmiştir.
Ayrıca, bu bölgenin iklim ve coğrafya açısından Doğu Akdeniz’in bir parçası olduğunu, Bereketli Hilal’in kuzeybatısında yer aldığını ve zeytinin ana vatanı olan Doğu Akdeniz'in tüm dünyaya zeytini buradan yaydığını aktarmıştır. Tunç Çağı’na ait belgelerin, zeytinin o dönemde çok önemli bir ticaret ürünü olduğunu gösterdiğini ve bu nedenle o dönemin petrolü olarak nitelendirilebileceğini vurgulamıştır. Bugün de eski değerine kavuşması için düzenlenen bu etkinliğin önemine dikkat çekmiştir.
